Mülakatlarda En Sık Yapılan Hatalar

Hepimizin hayatında iş aradığı dönemler oldu, en zoru ise hiç şüphesiz üniversiteden yeni mezun olup ilk iş aradığımız günlerimizdi. En zoru o günlerdi, çünkü hiç de bizim gibi düşünmeyen iş dünyası profesyonelleri ile karşı karşıya kalmıştık.

mülakat hataları 1Zaman zaman biz İK yöneticilerine; mülakatlar sırasında, görüşmeye gelen adayların yaptığı hatalı hareketleri, yani iş başvurusunda işi kaybettiren hataları sorarlar.

İ.Ü. İşletme Fakültesi mezunu bir İK profesyoneli olarak bu yazımızda sizlerle, görüşmeye gelen adayların yaptığı hatalı hareketleri, mülakattan olumsuz yanıt almanıza neden olan davranışları paylaşacağız…

Bazen aranan pozisyon için eğitim ve deneyimleriniz bire bir uygun olsa bile mülakatlardan olumsuz sonuç alabiliyorsunuz. İşte böyle bir sonuç aldığınızdan gerçekleştirdiğiniz mülakattı bir de aşağıda yer alan maddeler ışığında yeniden gözden geçirmelisiniz. Yeniden gözden geçirin ki hiç değilse benzer hataları bir sonra ki iş görüşmenizde yapmamış olur, iş arama sürecinizi böylesi kolay değiştirilebilecek davranışlar nedeniyle daha fazla uzatmış olmazsınız.

 

İşte adayların mülakattan olumsuz yanıt olmasına neden olan hatalı hareketler…

Adaylar mülakata hazırlıksız geliyor

İK yöneticilerinin mülakatlarda en çok rastladıkları aday tipidir. CV’si eksik ve özensizdir bu adayların… Görüşmeye gittiği firmayı, sektörü, pozisyonun gereklerini, müşterilerini araştırmadan, hatta başvurduğu ilanı doğru dürüst okumadan görüşmeye gelen adaylar hiç de azımsanamayacak sayıdadır. Eski şirketimde mülakata davet ettiğimiz bir aday şirketimizin adını doğru bilmiyordu örneğin. Hatta aynı adayla ilgili çok daha vahim bir gerçek vardı. Firmamız bir dağıtım şirketiydi, şirketi oldukça detaylı olarak tanıtma ihtiyacı duyuş ve anlatmış olmama rağmen, adayımız alakasız bir sektörde ki sadece isim benzerliği olan bir firma ile görüşme boyunca karıştırmaya devam etti.  Bu gibi adaylar genelde ne yapmak istediklerini de bilmiyor olurlar. Yapmacık tavırlar ise diğer bir olumsuz unsur… Adaylar mülakatçıya profesyonel bir görüntü vermek adına; doğallıktan uzak, aşırı mutlu, aşırı kendine güvenli bir görüntü sergiliyor. Bu görüntü mülakatçılar tarafından “yapmacık” olarak nitelendiriliyor ve olumsuz değerlendiriliyor. Unutmayın ki mülakatta aday ile görüşmeyi yapan kişi arasında aslında bir “ilişki” kuruluyor. Her ilişkide olduğu gibi bu ilişkinin de sağlam temelleri olabilmesi için doğallık ve dürüstlük çok önemli. Hele bir de karşınızdaki kişinin her gün bir çok iş görüşmesi yaptığını, aday analiz etmekte ustalaşmış bir mülakatçı olduğunu düşünürsek, doğal olmayan her davranışınız rahatlıkla anlaşılır ve olumsuz değerlendirilmenize neden olur… Mülakatçının yerine kendinizi koymayı deneyin, karşınızdaki kişinin sizi kandırmaya yönelik herhangi bir davranışı olduğunu fark ederseniz sizin de düşünceleriniz olumsuz olmaz mıydı?

Ezberlenen yanıtlar ile adaylar komik duruma düşüyor

Adayların mülakat sırasında sorulan sorulara internetten ya da kitaplardan alındığı belli olan, standart yanıtları ezbere söylemeleri de mülakatçılar tarafından komik bulunuyor. Sizi duyar gibiyim, “onlar bize hep aynı soruları soruyor ama” dediğinizi… Evet haklısınız… Katılacağınız pek çok görüşmede birbirine çok benzeyen, hatta birbiri ile aynı sorular ile karşılaşacaksınız. Bir aday olarak sorulacak soruları değiştirmek gibi bir şansınız yok. Fakat verdiğiniz yanıtları farklılaştırarak, kendi gerçek kimliğinizi daha güzel yansıtacak yanıtlarınızı hazırlayabilirsiniz mülakata gitmeden önce. İnternet sitelerinde bu soruya hangi yanıt verilir diye araştırmak yerine, kendinizi keşfetmeyi denemelisiniz. Kendinizi keşfetmek sadece gireceğiniz mülakatlarda değil sonrasında yer alacağınız iş hayatında da oldukça işinize yarayacaktır.

Aşırı makyaj ya da giyim İK yöneticisinin mülakata odaklanmasını engelliyor

mülakat hataları 2Adayların en sık yaptığı hatalardan biri de mülakata aşırı makyajlı, kurumsal hayata uygun olmayan tarz ve renklerdeki kıyafetlerle, aşırı parfüm kullanarak ya da tersine, aşırı bakımsız bir şekilde gelmeleri. Özellikle kadın adayların mülakata giderken düğüne gider gibi saçlarını yaptırmaları ve dekolte kıyafetler giymeleri şaşkınlık yaratıyor. Erkekler ise bakımsız, yağlı saçlar ve kot pantolonla iş görüşmesine gelebiliyor. İş görüşmesine gittiğiniz firmanın kılık kıyafet yönetmeliği hakkında bir fikriniz yoksa her zaman için etek / pantolon ceket kombinlerini tercih etmenizde fayda var. Mülakata gideceğiniz firmanın serbest kıyafet uygulaması olduğunu eğer biliyorsanız siz de serbest kıyafet giymeyi tercih edebilirsiniz. Yine de kot pantolon giymeniz ilk görüşme için uygun bir tercih olmayabilir.

Profesyonellikten uzak davranışlar olumsuz etki yaratıyor

Adayların aşırı rahat ve profesyonellikten uzak davranışları mülakat yapan kişide olumsuz etki bırakıyor. Adaylar genellikle randevuya geç kalacağını ya da gelmeyeceğini arayarak haber vermiyor. Çoğu zaman boş pozisyonları doldurmak için zamanla yarışan İK Profesyonelleri randevusuna gelmeyen, ya da geç kalacağını arayıp haber vermeyip bütün görüşme programlarını alt üst eden adaylar için her zaman anlayışlı davranamayabiliyor. Bu olumsuz yaklaşımı bazen görüşmelerde hissedebilir bazen de dâhil edildiğiniz kara listelerin etkisini çok daha sonra hissedebilirsiniz. Size bir de kötü haber vereyim; özellikle yeni mezun, iş hayatının başındaki kişilerde bu durumla daha sık karşılaşıyoruz… Bu konuya daha fazla dikkat ederek, randevu saatlerine sadık kalarak bile rakiplerinizden bir adım öne çıkabilirsiniz.

Abartılı ifadeler mülakatçıda şüphe uyandırıyor

Bazı adayların iddialı bir şekilde ‘yaptım, biliyorum’ dediği işleri sorguladığımızda, bambaşka gerçekler ortaya çıkabiliyor. Adaylar özellikle “teknik, mesleki” konularda sadece sahip olduğu kitabi bilgiler olmasına rağmen, deneyimlemiş gibi davranabiliyorlar. Oysa ki o pozisyon için mülakatçının ilk görüştüğü kişi siz değilsiniz. Aynı pozisyon için sizden önce de pek çok adayla görüşmüş, pozisyonun iş tanımına düşündüğünüzden daha çok hâkimdir mülakatçı. Dolayısıyla vereceğiniz abartılı yanıtları tahmin edebileceğinizden çok daha kolay ayırt edebilir. Bazen de adaylara okuldan mezun olduktan sonraki iki sene boşluğu sırasında neler yaptığı sorulduğunda Avrupa’yı gezdiğini söylemesi yalnız bu gezisini iş ya da dil öğrenmek için değil de tatil ya da akraba ziyareti yaparak gerçekleştirdiğini dile getirmesi İK yöneticilerini şaşırtıyor. Üniversiteyi yeni bitirmiş adayların enerjilerini daha fazla kendilerini geliştirmeye yöneltmesini bekliyor iş dünyası…

Soru sor(a)mamak adayın hazırlıksız ya da ilgisiz olduğunu gösteriyor

Bazı adaylar soru sorma hakkı kendilerine verildiğinde susup kalıyor. Yönetsel pozisyonlarda bile bu durumla sıklıkla karşılaşılıyor. Yeni mezun adayların “acaba hangi soruyu sormak uygun olur?” endişesi sessiz kalmalarına yol açıyor. Oysa adayın soru sormaması ya da soramaması şirkete ya da pozisyona olan ilgisizliğinin ve hazırlıksızlığının bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Özellikle pozisyonla ilgili aklınıza takılan tüm soruları sormaktan hiç çekinmemelisiniz. Ne kadar çok sorarsanız, pozisyonla ve şirketle ilgili o kadar çok bilgi edinirsiniz. Mülakatlar aslında sadece şirketin sizi tanıması, pozisyon için doğru aday olup olmadığınızı anlaması için yapılmaz. Aynı zamanda sizin de firmayı ve pozisyonu iyi anlamanız, bu işin ve şirketin sizin kişiliğiniz, mevcut donanımlarınız, kariyer hedefleriniz ile uyumlu olup olmadığına karar vermeniz için de yapılır. Özetle soru sorma sırası size geldiğinde bu şansınızı iyi değerlendirmelisiniz.

Mülakatların cesaret ödülü Y Kuşağının!

mülakat hataları 3Mülakatlarda en cesur hareket eden grubun Y kuşağı olduğunu söylemek abartılmış bir söylem olmayacaktır. Y Kuşağının İK süreçlerini, şirket kültürünü, şirketin gelecek planlarını sorgulayan sorular sormaları biz İK profesyonellerini çok mutlu ediyor.  Şirketin kültürüyle ve çalışanların entelektüel seviyesi ile ilgili sorular ile de karşılaşabiliyoruz zaman zaman. Bu sorular bizlere yeni nesilden hiç de boş yere umutlu olmadığımızı gösteriyor. Ezberci, rahat tavırlı, azim ve aidiyet duygularından yoksun, gülümseyemeyen ve göz teması kuramayan Y kuşağı adayları ile karşılaştığımızda sahip olduğumuz bu umut zaman zaman kaybolmaya yüz tutabiliyor. Yine de Y kuşağı biz İK profesyonelleri için iş hayatında görmekten keyif aldığımız bir nesil. Mülakatlarda biraz gülümsemek ve göz kontağı kurmayı denemek ne kadar zor olabilir ki…

PAYLAŞ
Kadriye Yavuz, İstanbul Üniverstesi İşletme Fakültesi’nden 2000 yılında mezun olmadan önce öğrenciliğinde İşletme Kulübü ile profesyonel hayatta amatör adımlar attı. Mezuniyetinin ardından Stardigital ile başladığı profesyonel kariyerinde, HR Dergi, MAY Danışmanlık, Karahan Group ve Doğan Medya Grubu’da İnsan Kaynakları alanında yöneticilik yaptı. Kariyerine Türk Hava Yolları’nda devam etmektedir.