Bilinçlenen toplum ve GDO’lu ürünlerin hayatımıza etkisi sonucunda tüketiciler her alınan üründen korkmaya, markaları araştırmaya ve alışverişini güvendikleri markalardan yapmaya başladılar.
Bununla birlikte palmiya ve soya yağı içeren ürünlerin ortaya çıkması ve zararlarının topluma duyurulması, pirinçlerde ortaya çıkan hastalıklar tüketici güvenini oldukça sarstı.
Güven unsuru küreselleşen dünya ile daha çok eksikliği hissedilmeye başlanan bir konu oldu. Bu durum üretici ve markaları güven unsuru üzerine yoğunlaşılmasına itti. Hal böyle olunca müşterilerin güven duydukları markaya bağlılığın artması da beraberinde geldi.
Güven unsuruna önem verirken müşterilerine bekledikleri performansı gösteremeyen üretici ve markalar pazardan aldıkları kaymağı kısa süre kaybettiler. Bu durum pazarda kalan kesimi tutundurma çabalarına iterken güven unsurunu ön plana almaya doğru itti.
Organik üretim zinciri gün geçtikçe artarak devam ediyor. Üretim aşaması oldukça zor olan organik üretimin pazar alıcısı oldukça çok üretimi ise bir hayli zordur. Peki, organik tarım nasıl yapılıyor?
Tüm dünyada yıllardan beri süregelen bilinçsiz ve aşırı gübre kullanımı sonucu bozulmaya yüz tutan tarımsal ekosistemi ve insan sağlığını korumak amacıyla geliştirilen tamamen saf, sağlıklı, bitkisel ve hayvansal ürünlerin kullanılmasıyla ortaya çıkmış bir tarım sistemidir. Daha basit tanımıyla hiçbir yapay kimyasal madde kullanılmadan yapılan çiftçiliğe organik tarım denmektedir.
Üretim süreci ise baştan sona kadar bütün sürecin kontrol altına alınıp sertifikalandığı bir üretim sürecidir.
Organik tarım üretimi Türkiye’de başladığı zaman üretimde pazar payının çoğu yurtdışına satışa sunuluyordu. Ancak organik üretimin yurt genelinde arttırılması sonucu pazardan beklenenin üstünde performansa sahip oldu. Hatta öyle ki headhunter dediğimiz pazar kesiminde bulunan diğer üretici rakipler organik tarım ürünlerine yönelerek Pazar içerisinde büyük rekabet ortamı yarattılar.
Pazarda yüksek marjı olmasına rağmen hem üretim aşaması oldukça zor hem de maliyeti yüksek olduğu için pazarda istenilen sonuca ulaşamamakta ve talep halen karşılanamamaktadır.
Tüketici bu sebeple seçtiği organik ürün sanılan ürünler içerisinde yanılmaktadır. Çünkü organik ürün olarak satılan birçok ürün aslını yansıtmıyor. Buna karşın pazarda alınan birçok önlemle birlikte tüketiciler organik olarak satın aldığı ürünlerde üzerinde bulunan tescilli barkotları kontrol ederek doğru ürün aldıklarına dair emin olmalılardır.
Sürekli bahsettiğimiz dijitalleşmenin sonucu olan sanal marketlerden alışveriş yapacaksanız ve emin olamıyorsanız alışverişten önce site içerisinde sahip oldukları sertifikaları kontrol ederek gönül rahatlığıyla alışverişinizi yapabilirsiniz.
Eski alışkanlıklarımız kolay ölmez ancak ölümsüz değillerdir. Bu sebeple sağlıklı ve doğal ürünlere yönelip hem hâlihazırda bulunan doğal ürünleri satın alırken aynı zamanda pazarda bulunan sahte organik ürünlere karşı tepkinizi koyabilirsiniz
Hepimiz istiyoruz organik ürün tüketmeyi fakat günümüz şartlarında, askeri ucretle gecinen bir ailede bu imkansiz gozukuyor. Yani gdo lu ve yapay ürünlere mecbur kaliyoruz, kalacagiz. Üzgünüm..
Güzel yazı olmuş tebrikler😇👍
Organik bir ürün alırken dikkat etmem gereken bir bandrol olduğunu yeni öğrendim, teşekkür ediyorum. Bundan sonra dikkat edeceğim sanırım 😀
Yumurtaya yapışkan sürüp samana batırılan haber aklıma geldi ,Türkiye’de ki organik ürünler 🙂
Tüketme olgusu bizi doğal olan her şeyden uzaklaştırdı. Sonra da organik yiyecekler bekliyoruz.